29.12.2008

the white knight: O da beni seviyor!


alkölün vermiş olduğu etkiyle biraz cantri tarzı

seslenecek bi durum yok insanlığa..haha! sanki tüm dünya takipçimmiş gibi davranmaya bayılıyorum.rakı içtim.samime değişik bi kum aldım.annem evda şapka taktığım için uyku molası verdiğinde bana bakıp şaşırdı. 'şapka takmışsın' dedi.dedim yok bi şey elime geldi.nasıl beynine kazımışsam bu şifreyi hemen endişelenmeye başlıyor.yapmam gerekenler var hazır bu kadar kafam eğlenceliyken emrahla koumak istedim.her konuşmak istediğimde ona ulaşılamıyor olması ilahi adalet mi?hayatın gerçeği mi?dolayisiyle bilemiyorum.

sunshine super superman


güve up

bütün kadınlar çiçektir ve çiçekler su ister diyen cihan ünallı krem reklamı.
'sen aşk mabudesisin ben de sana tapan bir insanım'
'bayılırım domatese'
'zavallı bir kızın hisleriyle oynamaya utan mıyor musunuz?'
'ulan geçmişi tenekeli gebeş'
kalplerdeki kaymak kornetto
aymar hayvanı buna duydunuz mu sayın koca diyor.hakikaten neydi o yağ parçası mıydı.yazarsan sen yaz sen.ne yazarsan yaağğğğğz

*geceleri histerikleşen bütün kadınlara sevgiler

23.12.2008

15.12.2008

slippery

hastanedeydik.artık zaman mefhumunu kaybetmiş olan bünyem kendisini hunharca etraftaki deli kisvesine büründürülmüşlere hizmet etmeye adamıştı.çoğu zamanımızı sigara odasında geçiriyorduk.ara sıra arzu ile birlikte, ziyaretçi tarafının kapısı açık olursa pinpon masasının etrafından şöyle bi dolanmak en anarşist kaçamağımızdı.hasta bakıcı hardal amca bizi yakalayana dek(böyle bir şey hatırlamıyorum ama olmuş gibi geldi)herkes erken yatmak zorundaydı.arzu yıkanmak istiyodu ama başının dönmesinden korkuyodu.lavabolarda karıncalar vardı.(emin olduğum tek şey)uzun uzun bakardım karıncalara.hatta ilk karınca yiyen hikayemi orda yazdığım söylenir.(totaly palavro)geriye kalan her şey için masterkard.
uyumadan önce okunan kitapların anıları depreştirme etkisi ömrümü tüketti.fök yü mr present.

*Tüm Turgaylardan özür dilerim(ana sınıfında olan sarı saçlıdan, tersine okuma yapan kayahan severden, nüvitin babasından ve turgay özen'den)

i touched you at the sound check beybi


14.12.2008

recurrent dreams

rüyamda erdal inönüyü gördüm.buraya yazmak için yeterince komik görünüyor olsa da çok ciddiyetli iyi hislerle dolu bir rüyaydı.uzun bir masadaydık.sanırım öğrencilerin bir takım ünlülere soru soracağı bir platformdu.umarım bana erdal inönü gelir diye düşündüm.geldi.sizinle tanışmaktan onur duydum dedim.of çok kibarım ama ortam kibardı sanırım öyle davranmam uygundu.zira kimseyle tanışırken onur duydum söz öbeğini kullanabileceğimi zannetmiyorum.erdal inönü şefkatle elimi tuttu.(cici dedemin dedem öldüğünde elimi tutması gibi bir histi) asıl ben bir çubukçu ile tanıştığım için onur duydum dedi.(umarım halamla aynı isime sahip olan nimet çubukçuyu kastetmiyordur)onore oldum.ona yeni sol hakkında ne düşündüğünü sordum. gülümsedi 'aktivistizimden' mi bahsediyorsunuz dedi.bu arada önümdeki kağıda notlar alyorum bir sonraki sorum lambda ile ilgili olacaktı. o kadar nazik o kadar güzel cevaplar veriyordu ki.çünkü ben bu konular hakkında düşündüklerimi ona söylettiyorudum.sırıtımı sıvazladı.yanımda politik olduğu bütün medya tarafından bilinen ve emrahtan daha yakışıklı bir karikatürist vardı.(emrah'tan daha yakışıklı bir karikatürist olmayacağına her zaman inanmaya devam edeceğime and içerim) erdal inönü onunla birlikte olduğumu düşündü nedense.sonra bir siren çaldı.hani okullarda savaş zamanlarında çalınanacak sirenler listesi vardır ya onlardan biri.savaş alarmı ya da bir 'terör eylemi' alarmı.rüyanın akabinde (daha fazla ayrıntıya boğmak istemiyorum)bir kadının arkasaından koştum.ki bu kadın hakkında da garip tahminlerim var.rüyanın bu kısmını kadın hareketinin arkasaından koşmam gerek diye yorumladım.hardal amcayı hatırladım sonra.

13.12.2008

it never happend


yakumbai yakumboğo

çok yüksek sesle konuştuğum içi tepki topladığım doğru.annem 'sen böyle esereklisin olur mu ya 9'da dışarı çıkmaya çalışıyosun' dedi.uyku vakti 9 buçuk olduğu için onun için oldukça geç bir saat.eserekliyim.eski edebi hislerimle dolu olsaydım baudelaire'in esrikleşmeyle ilgili bir şiirini sizinle paylaşırdım sayın seyirciler.pamir, ankarada.1. sınıfa giden bebelac(relative clause) ismimi yazıp yanına da gıcık yazıyormuş.çok içerliyorum ya.neredeyse dünyada en sevdiğim çocuk benden hiç hoşlanmıyor neden? çünkü bana yaaa dedğinde; yağ bakkalda sevgilin son durakta espirisini yaptım.bunu ben istedim.son olarak uzayın kızarmış et koktuğu bilgisini sakladığım bir gazete küpüründen bakarak burda sizlerle paylaşmaktan onur duyarım.
*baudelaire'i bir seferde yazmama vesile olan besim hocama ve başlığı yaratmama esin kaynağı olan hakan pekre'e kucak dolusu sevgilerle.

8.12.2008

şarkılar neyi söyler

i call it art.
traveling still.
ayakları yere basan biri olmayı dilerdim.girişi gelişmesi ve sonucu olan.
depresyon denilen kunduz kuntil her ne lale ise
come with your arms.
what you thought you need.

i need twist.

6.12.2008

the mirror has two faces

*Romantik cumartesilerden birine itafen.

so on

sağ ayak parmağımın en küçüğüne bir haller oldu.bir duble yeşil efe içince samim sızdı.(tek başına rakı içmek çok sıkıcı özellikle de çok hızlı yemek yiyen bir anneye sahipseniz)sizi çok seven bir kediniz varsa tavsiyem büyük bir masa tercih etmeniz.böylelikle ağzında bir ayakkabı bağcığı ile benimle oyna diye geldiğinde onu reddederseniz kedinizin 'oh masa da genişmiş şuraya yatayım' deme ihtimali yükselecektir. eğer biri size pişman değilim ama keşke yapmasaydım diyorsa sakın ola ses etmemeniz neme lazım kel kazım.öksürüğe zencefil ve bal, karabiber bir çay kaşağı.

30.11.2008

çayımın şekeri

*ben acıyı çayıma şeker diye katarım.

The Eighth Station Of The Cross Kebab House

anlamsız bir neşe var üzerimde üzerinize afiyet.bayılıyorum bu üzerinize afiyet sözüne.yerli yersiz kulanıyorum.fikrimin ince gülü.eski şarkılar çok acayip.gel demedim mi sev demedim mi mercimeği fırına koy demedim mi.bu arada yazıya ara verip kepek ekmeğini süte bandırdım.çok ayıyım.ilkel bi insanım.ilkel olduğum için evde yemek olmayınca ekmek yoğurt ve ketçabı karıştırıyorum.bunu zevk için yaptığım zamanlar da oldu.kesinlikle utanmıyorum.zaten hayatımda itunes nedir bilmem.halen vhsden film izliyorum.hava olsun diye değil ödevim var canlarım.dvd'nin ayrıcalıklarını alperden öğrendim.bana göre ha iki cd ha tek cd idi.bana göre süt o göre çikolata.burdan dünyadaki herkese tavsiyem kinder süt dilimi.

29.11.2008

ekşimik


Bu arada 1-2 =1.

21.11.2008

posttraumatic

engel olamadım annemin babasının ölümünü izlemesine.ağlayamadı.uzun zamandır ağlamamıştı.bu ağlamama ritüelne devam etti sessizce, titredi.kolanyalı bir son öpücük verdim dedeme.suni tenefüs yap dedi zeynep.çoktan ölmüştü.yine de yaptım.
film gibi yavaş yavaş göbeğinin kalp masajıyla inip kalkmasını görmek üzerimde hiç bi his uyandırmadı.zor anlardı.içimden çıkıp dışardan bakıyor gibi.temiz bi kadın değil zeynep.iki camlı odaya götürelim dedik.önce süpürmek gerekti odayı.annemi çıkardım odadan.üzerindekileri kesmemiz gerekti.uzun zamandır ağzının şekli açık gibi durduğundan çenesini bağlamak çok zor oldu.atacan hep yardım etti.ev alma komşu al sözü doğru olabilir.ikinci kez gördüm oysa onu.
babanemde kürekle toprak attığımda büyümüş hissetmiştim.şimdi çenesini bağlamam sanırım yaşlı yaptı beni.bunları sadece bu hisleri unutmamak için buraya yazıyorum.kahraman olmak için yapmadım.zaten bu bloğu okuyan tüm dostlarım bergenvari biri olduğumu bilmekteydiler.'her canlı ölümü tadacaktır' sözü çok acımasız gibi görünmüştü kimin sözü bilmiyorum.
kuzenim soner mesaj gönderdi benjamin'den bi söz yazmış modern insanın ölümü kabul etmemesiyle ilgili.gülümsedim.türk modenleşmesinde ölümü unutmak ancak mezarlıklardaki bu yazıların kaldırılmasıyla mümkün olur diye düşündüm.memento mori*:ölümlü olduğunu hatırla demekti sanırım.şu an yazdığım her şeyi uyduruyor olabilirim.
*Sofinin dünyasını okuduğum günler yüzünden yaptığım açıklamalar için özür dilerim

15.11.2008

14.11.2008

my manic and i

aslolan aşktır.eskiden yürü de ense tıraşını görelim denilirdi artık öyle bir konuşma biçimi yok.ve asla da olmayacak.bir iki gereksiz geveze belki dile getirecek.ve hepimiz,birbirimize bu gün cuma enseni kapa espirisini bir kere daha yapmadan ölüp gideceğiz ne yazık ki.uuu çok karamsar bi iç konuşma oldu bu.bu gün tanık olduğum gündelik hayat garipliği ise bir cami hocasının vefat etmiş kişi için söylenilen selanın sonunda 'allah rahmet eyleye' dememesiydi.eskişehir odunpazarı evlendirme dairesinde evlenmek en büyük hayalim ama asla o mıntıkada ölmek istemem.kaba bi camii hocasına asla tahammül edemem,ölü olduğumda bile.

11.11.2008

9.11.2008

zeitgeist

vecihi hürkuşla gani müjde arasındayım.pazar günlerini sevmemek sanırım demode.bu gün hiç komik bir şey olmadı.ceren küçük kurbağa videosu izleticem sana diye tuturdu.keza her isteğini gerçekleştiren bir yapısı vardır.kuzenim diye söylemiyorum.istemeyerek izledim.'akrabalarınla iyi geçin' diye bir din bilgisi emri var mıdır? yoksa da bu emre uyuyorum.bir grup alevi meshebi mensubu kişi din dersinin kaldırılmasını istediler bu gün. ayın 4ünde obama amerika birleşik devletleri denilen ülkeye başkan oldu.mtv müzik ödülleri verilirken bono'nun paul mccartney için o benim sörüm değil lordum demesini izledim kısa bir an.dün de conan obrain'a elvis costello çıktı.kısa boyluymuş.annem obamanın amerikaya sosyal devlet ölçülerinde bir sağlık sistemi getireceği için seçildği bilgisini canan teyzeme sattı.gündelik hayatta bunlar oluyor sevgili dostlar.van'da köylüler obama için kurban kesmiş içimizden birisin diye pankartlar açmışlar.samim onunla oyun oynamadığım için kendi kendine yeni oyunlar icat etmekte.herhalde yaşı itibariyle o da kendisinin çok önemli bir kedi olacağını düşünüyordur.dewey adında kütüphanede yaşayan bir kedi varmış, ölmüş. hayatını kitaplaştırmışlar.. ne günlere kaldık...bi kedinin en değişik macerasını yazsan en fazla kaç sayfalık kitap olur allahsen.yanlış anlamayın hemen dostlar kedileri küçümsemiyorum asla ve haşa haddim olan bir şey değildir.ama bildiğiniz 300 sayfalık bir kitap gibi geldi bana dışından bilemiyorum içerisinde ilüstüreler tireler var mıdır?
evet sevgili günlük güncel olayları ve kendi hayatımı takip ederek yazdığım bu en uzun yazımı noktalarken serdar ortaçtan hayat beni neden yoruyorsun adlı şarkıyı tüm sevdiklerime gönderiyorum.ha bi de unutmadan annam beni starrr olarak doğurdu. your ex lover is dead şarkısını defalarca dinlemem hiç hayra alamet değil.depresyonun gelişi samimin huzursuzluğunda belli olur.

31.10.2008

past lovers romance


yorgunum dostlarım

oldukça yorucu bir gündü.
artık incelemiyorum.sanrım bunun tam adı büyümek.
dahi olmak sıradan bir gözün görmediklerini görebilme yeteneğiymiş.çocukken bir şey bulacağımı sanırdım.kimsenin bilmediği bir şeyi bulacağımdan emindim.kendimde benden daha derin yerler vardı.
ama aynı mutsuzluk hissi üzerinize afiyet hala yenilmekte.doyulmamakla beraber.
test çözme yeteneğimi geliştiriyorum diğer yeteneklerimin ne olduğunu bilemedim.ha şey vardı bir kendimi hakir görme yeteneği.en sevdiğim yeteneğim.sidikli kontum samim.
dünyaya tek katkım çocukluğumda çevreci çocuklar klübünden edindiğim bilgilerden çok etkilenip bu yaşa kadar biriktirdiğim tüm pilleri geri dönüşüm kutusuna yollamak oldu. şov yapmadım.anneme verdim götürdü okuluna.benim için önemli bir şey çok ağırlar ama taşırken bıdı bıdı etmessin umarım dedim.ne çok radyasyon varmış evmizde dedi.

28.10.2008

angel there's no spam inside you

but not me.nobody but me.

bum bum vampirim gulu gulu

kendine ait bir şeye erişim hakkını engelliyorlar.en sevdiğin ayakkabını giyememen gibi.
bimeyenler için tekrarlıyorum 12731 önemli numara.dünyanın uydusu ay.
bum bum vampirim daga daga.sibel canı hiç böyle görmemiştim.üstelik trtde.yanağında elmacık kemiğinin orta yerinde bir kalp figürü kocaman.aynı gün cnbc-e de gördüğüm şaşırtıcı bir olay ise avrupa menşeli bir dizide ilk defa kese kağıdı yerine bakkal poşeti kullanılması.
yeniden kavuştuk birbirimize
sevgilerimizle
elo shity ekibi.

23.10.2008

ok computer!

whats cookin good lookin

22.10.2008

19.10.2008

everybody loves me bebek

dünyadaki tek isteğim neredeyse bu.nasıl bir egodur nasıl bir santirikliktir.süper ego mudur nedir bu sevgi açlığı.yarabbi bu nasıl bir ızdırap..bir de daha global olarak herkesin herkesi sevmesini istiyorum.tok açın haliden anlamaz elbette ki dış görüntümün insana yönelik kaypak bir yapıda olması da cabası.yok kardeşim istemem diyemem.seni seversem bunu benim için yapar mısn dese biri gider beni hiç sevmeyen biri sırf beni sevsin diye üç buçuk takla atarım.sigara sarmam.sarma tabiyki.

fallus eat my mother


eserin tüm telif hakkı fikstürü ve süktürktürü nüvidime aid.
yandaki anne benim.
*sahbine hediye edilmeden önce sadece elo shityde yayınlanan özel bir görüntü

steven patrick proteks ve ablam


7.10.2008

there are some go(O)d people on the rise



lohusa melankolisi

böyle bir hastalık ismimi olur diye düşündüm.insan doğmamış çocuğa mektup diye kitap bile yazıyor.hey melankoli sende topla beni çarp uzaklarla ekle sensizliği böl saatlere ne kadı ne kaldı dört yanımda uçurumlar barappapa paramparça bir hayat barappapa çıldırtan yalnızlıklar labalababalaylalayla.
tuğçe turgut özal öldüğünde ağlamış.ben de uğur mumcu için bir yazı yazmıştım.fatihi'n barış mançonun evinin önüne gidip gitar çaldığı rivayet edilir.
life is a pigsty.
son cümlede bir yaratıcılık kovalayan herkese kucak dolusu sevgiler.

6.10.2008

3.10.2008

i am not sure


but tireysi emin.

2.10.2008

süt ve sigara

annem evde şapka taktığımda ya da kafama bir şey bağladığımda(örneğin patates) haliti ruhiyemin bozuk olduğunu anlar.ikimzin gizli şifresidir bu.böyle zamanlarda yaklaşmamaya çalışır bana.
bunun dışındaki zaman dilimlerini uzaktan bana bakarak geçirir.genelde reklamlara eşlik ederim uzaktan eyüp sabri tuncer diye bağırırm ya da lavaşkiri derim.ya da radyadoki bir jinglea eşlik ederim sıkılıkla.
yeni hobim insanlara neden gözlüğümün bu kadar da büyük olduğu hakkında her seferinde başka bir yalan uydurmak.gözümün çapı küçük olduğu için doktor olabilecek en büyük çerçeveyi alın lütfen dedi rica etti kıramadım.yakışıklı adamdı.dünyanın en suratsız adamıydı.ah doğru suratsız adamları seviyoridim ben*.ah zoo.
*oruç aruobadan özür dilerim.

anketler sonuçlandı:dünyanın en sevilen insanı bill cosby!!!



bu bulguyu bulan matematik dedektiflerine teşeküri borç bilirim.


1.10.2008

dabi dabi mısır çerezi

modern life is a rubbish.burçlara inanmak bir modern zaman hastalığı değil.kitle kültürüyle de ortaya çıkmadı.bence insanın doğası saçma bir şeye inanmaya programlanmış.sırf eğlenti başka da bir şey değil.mesela ben uzun süre carlos santana'nın kör olduğuna inandım.şov için bunu sürdürdüm.
ankarada evinde kaldığım canım arkadaşımı uyandırmaya kıyamadığım için ev arkadaşının iç çamaşırı çekmecesini karıştırıp bir tanesini giydiğim doğru.orson wells uzaylılar bastı diye insanları kandırmış radyo programında.benim için üç insan evet santana kör diyemez mi?kendi kendimi kandırıyorum.that's entertainment.

29.09.2008

28.09.2008

empty pursuit

yeni gönderi yaratmak için programlanmış meşin.(makinea)
para peşin kırmızı meşin sözü kullanıldığı zamanda; günümüzün en büyük parasına tekabül eden para kırmızıymış demek ki... meşin işlenmiş koyun derisi demekmiş.. olay şimdi iyice karıştı.demek ki bu özlü söz oldukça eski bir zamanda koyun postundan yapılan paraların olduğu dönemde kınalı değerli koyunların postundan yapılmış bir para için söylenmiş.yeminle saylonlar bastı ertafı.3 dakika oldu olmadı televizyondaki afroamerikan kadın sevişirken ağlıyodu duygu çeşitliliğine sahipsin özel birisin gibi bişi söledi amerikan adam avutmak için kadını. kadı kızının cevap belki de saylonumdur oldu.bence de gerek yok ayrıma afroamerikan amerikan saylon hepsi birdir benim için.önemli olan duygu çeşitliliğine sahip olmak.
seni seviyorum düya.

26.09.2008

Belle Goebbels


astalavista bebek

atomic soda olsa da içsek...
jason dayıyı sevmezdim gitarı ve garajda yaşayan karizmatikliğine rağmen.
joey dayı daha şapşaldı.ama jason'ı düşününce insan mutlu oluyordu ister istemez.
mevsim değişikliği nedeniyle hastalanacak gibiyim.
Sıcak geceler gibi al beni kollarına bu gece dokunsalar ağlayacak çocuk
gibiyim şarkısını baştan sona söyleyecek gibiyim.
Çocukları bağla dedim Emel'e..
Anasınıfında benim ağzımı koli bandıyla bantlmıştı öğretmenim.Hiç de travma yaşamadım.
Daha büyük dertlerim vardı.Doğa resmi çizin deyince kocaman ay çizmişim bi kağıt dolusu.Doğamda kurtkadınlık varmış demek ki.

25.09.2008

nereden geldim nerelere gidicem


Yes I think to myself

what a wonderful world.
*SOLDAN SAĞA İRFAN ,HÜSEYİN ,SITKI, BALIKÇIL NEDİM

24.09.2008

ruhum bedenime dar

açıkça bütün dünyaya bir önerim var!! dünyada sadece bir gün bütün insanlar o an ellerinde olan paralarını tüm dünyada o anda yaşayan vatandaşlarla paylaşmayı kabul etse (buna sahip oldukları mallar ticari bir takım anlamadığım fon gibi şeyler dahil değil) ya da şimdi daha güzelini buldum herkes maaşını vericek bi seferliğine ama dünyadaki herkes dünyadaki herkese eşit olarak pay edilmesini kabul edicek.
lanetli pay'a göre zengin kişi gösteriş yapmak için bu gösterişli hareketin içinde olmayı isteyecektir.yüzyılın iyilik hareketini başlatıyorum.seküler oruç tutulur mu?benden adam olur mu?korkarım bu aşka zararım dokunur mu?(üzerimdeki mazhar alanson etkisi gitmiyor*)

*bülent ortaçgilden özür dilerim.

22.09.2008

ben folds: 'en büyük hobim donla piyano çalmak'


oduncu gömlek modası geri dönüyor!!moda kurbanı olup
plastik renkli çocuk çizmesi giyen ve bir zamanlar cat botu
olan herkese sevgiler.

not funny

yağmur yağmaya başladığında evden çıkmıştım çoktan.
ankaradan gelirken dünyadaki bazı saçmalıkları düşündüm.mesela şehirlerarası otobüslerdeki termoslardaki sıcak su ilk olarak nasıl ısınıyor?
unutkanım.türümüz unutkan.
kendinden bahseder misin dedi bana bu gün biri.
herkesin adını bildiği bir yerde kendinden bahsetmeye gerek duymadan yaşlanmak ister türümüz.
burda zaman daha yavaş.
içim sıkıldı.ben yalnızlık diyorum yabancılaşma aidiyetsizlik dior cristian dior.

belki yes belki no


19.09.2008

nice nice man

Is there a love in your life
Cause I wanna be your wife
It's a bird it's a plane It's a bicycle up in the sky
You didn't say you could fly
Now I know where I stand
and I'm Tired of life
on the ground
Loose my soul when I'm down up your ramp I am Found

some supreme monent(s)

bazı ölümler uzun koyacaktım başlığı, teoman sevgimden utandım.
elleri beyazladıkça bana benziyo dedemin.
i heart huckabees filmindeki jude law'ın shania twain hikayesi gibi insanları etkilemek için her ne kadar ünlü olmasa da onun puding hikayesini anlatırdım ki hala anltıyorum ve bu ekbilgiyi de ekliyorum daha havalı olması için.

18.09.2008

işte bunu seviyorum


yurtdışı seyahatlerimden birinde bu filmlere sahne olan oyuncakçı dükanlarını gezerken bana eşlik edecek bir eş arıyorum.
önemli not: film seyredilip bu dans birebir taklit edilecektir.
sunay akının oyuncak müzesiyle orhan pamuğun pembe kitabı arasında bir bağ var mı diye düşünüyorum bazen.
bu arada ayşegül sana sözüm jack hody johnson cocoon adlı şarkısında resmen bla bla dedi.o da uyduruyo bazen çıpıtıtıs.

16.09.2008

en sevdiği renk pembe olan bu ruhu anlar


free zone

uyandım.güzel bir rüya görüp görmediğimi bilmiyoum rüyayı hatırlamama rağmen.
pamirin topkeklerinden yedim.domates suyunu atma demiştim melda ablama atmış.tabii ki domates susyu ile topkekin birbirine yakıştığını düşünmüyorum.
tarafında olmamak söz konusu olamaz hiç bir durumun.tarafsız bölge diye bir yer yok dünyada.ne kötü.
pamir de bazen aynı şeyi yapıyo... hiç kimse beni sevmiyo dedi bi kere.hah dedim hoşgeldin benim çocukluğuma.kendimi bir dolabın içine saklayıp hiç kimse beni sevmiyor diye ağlardım.doğuştan mazo olduğumdan dolayı.geceleri konuşuyo ve ölmekten korkuyo keşke insanlar 7 yaşında dursalar dedi.lahana kafa anlamış şimdiden büyümenin ne boktan olduğunu.neden büyümek istemiyosun dedim büyüyünce ölüyo insan dedi.ölümün her yerde olduğunu daha bilmiyo.halbüki dün gece bir melek gibi uyuyordu.melek deme bana dedi kadın olurmuş melekler.annene sor bak dedim erkek de olabilir.gerçi 24 yaşıma geldim ve çocuk olmayan bir erkek melek görmedim hiç...rüyamda görmüş olabilirim.bir gün ayça şenle perihan mağden karışımı bir insan olup çıkıcam diye korkuyorum.abov abov kaç.

12.09.2008

jackson:'fotoğrafa meraklı bir gençtim'


otoimmünitem

bağışıklık sistemimin kendime saldırması.bir çeşit kendime karşı savaştayım.psikolojik muadili pasif agresiflik olabilir mi acaba?
her deney allahın bilgisi dahilindedir.diyanet açıkladı.
tekrarlama her zaman travmayı etkisiz hale getirmek ve uzaklaştırmak yoluyla bizi koruyormuş.
ayl be ok ayl be okehey.hey hey hey.

10.09.2008

dady cool


yılbaşında annem piyano çalarken babam saksafon üfllerdi.hep böyle neşe ile geçti hayatımız.

biznis layf

life is unfair.
i priför profiteröl.
iletişimsel eylem kuralı
asla serbet çağrışma.
serbest proton çarpışması
big ben ya da big bang.
nüvit anneme şiir yazıcam burdan az sonra
o kadar daralma

7.09.2008

6.09.2008

ankaralı turgut

ankara ankara güzel ankara seni görmek ister her bahtı kara lafı koce bir yalan.
turgutu tanımıyorum ama bıyıklı.
adım j ile başlayan garip bir isim olsaydı da beni sever miydin diyen biri.
garip garibaldi

1.09.2008


why not

Umut dünyası bu dünya Herkes kendi dünyasında Herkes kendi hülyasında Hergün bugün başka diye Bugün dünden güzel diye Bugün herşey güzel diyeee Başlarken yeni güne (tiz sesli kadın)Bir umut Bir umut içimizde Yaşamak Yaşamak gönlümüzce Bir ömür Bir ömür mutlulukla Neden olmasın!!Ha bugün ha yarın oldu olacak Neden olmasın..Çoktan yıkılırdık biz çoktan umut olmasa Ha bugün ha yarın oldu olacak kaç gün bitti..Ha bugün ha yarın oldu olacak Neden olmasın Neden olmasın..
Güzel oldu.