24.07.2013

bileşik kaplar prensibi (prezentıbıl)

Uzun bir aradan sonra yeniden Merhaba
Madem tez yazamıyorum blog yazarlığına neden devam etmeyeyim mottosuyla ilerlediğim bir yazıma daha hoş geldiniz. Bu minvalde sizlere öncelikli olarak bahsedeceğim konu yoğurt kapları, kullanım alanları ve Anadolu coğrafyasında kullanım şekilleri ve dünya kültürüne etkileri...
Bir çoğumuzun çöp olarak kullanılmasından dahi tiksindiği estetik olarak mutfak lavabosunun yanına yakıştıramadığımız ama nedense geniş ağzı ve küçük boyu ile işlevselliğin son harikası olan yoğurt kapları ve inatla yoğurt kaplarını yıkayıp saklayan anneler annelerimiz. (konunun çok boyutluluğunu anlatmaya kelimelerimin yetmediğini çoğunuz anlamışsınızdır)
Mutfakta tiksindiğim iki öğe varsa biri sarı bez diğeri de içine çay dökülmüş yoğurt kabıdır.Gel gelelim insan 30'lu yaşlara yanaştıkça yoğurt kabının aslında ne kadar da önemli bir araç olduğunu çok daha iyi anlıyor.40 yaşıma yaklaşırken sarı bezleri sevmekten çok korktuğumu da yeri gelmişken söylemeliyim sanırım.
Aşırı çalışkan mesai manyağı mesaiden sonra kurs kovalama delisi olan yüce ben çağdaş drama ve işaret dili kursuna gitmeyi planlarken kendimi aynı yerde bulmuş olacağım ki evde kral tv karşısında dandik bir şarkının sözüne takılıp ağlarken yakaladım kendimi.Hemen  façayı düzeltmeliydim hipster arkadaşlarım bu sırrı bilmemeliydi ya da aşırı komik bir şey yapmışımcasına bunu abartarak anlatmalıydım ki coolluğuma cooolluk katılsındı. Ahaaaha siz hiç kambur bir cool gördünüz mü ben bizim dönemimizde hırkalı grunge kambur tipe o kadar ruhumu kaptırmışım ki çılgınlık seviyeleri değiştikçe bu kamburesk modelden vazgeçmek istesem de sırtıma yapıştığından mütevellit ara tarzlarda dolanıyordum.Yeni savunma mekanizmamsa gerçekten çok daha kullanıma elverişli şöyle diyorum insanlara belki benim idolüm Suna Pekuysal ne biliyonuz?Ne biliyonuz amk(tabi bunu yüksek sesle dillendirmek 30 yaşında biri için doğru olmayacağı için, haklısınız gençlikten kalma gereksiz bir duruş bozukluğu diyerek gülümsüyorum tüm pozitivitemle)
Neyse gel gelelim yoğurt kabının faydalarına... yemek yapmayan evli bir yaratık olduğum için sağolsun varolsunlar anneler annelerimiz bize ellerindeki tüm saklama kapları ile yemek gönderdikten sonra artık gönderecek kap bulamayıp yoğut kabı kullanmaya başladıalr. Tüm vatana millete hayırlı olsun

Burgaz adaya giderseniz ekmekçi amca var o koca oyuklu ağacın yanında ona selam söyleyin...Beni bilen bilir.O da bilir.

Doğancan Kısacığa sevgiler..(İç mimar olman için tüm dünyayı seferber ettik şu anda meleği,insanı, iç mihrakı rahat ol emniyettesin)

22.07.2013

13.04.2013

Falafelcilerde inecek var

Öğrencilerimizden bazıları elbette çılgın elbette okumak istemiyorlar hele lise son bir alternatif tayfa var ki gerçek bir cümbüş.Neyse bu çılgın ekipten sakin kafalarda bir  gencimiz olan Akın  çiğköfteci mi açsak hocam fikriye benim içimdeki girişimci ruha ışık  verdi akabinde benim beynimde yanan lambalar kesinlikle falafelci açmamız gerektiğini söylüyordu ancak falafel kelimesini hatırlamam yaşlı biri olduğum ve saçma angaryasyon işlerim olduğundan mütevellit bi yarım saati aldı. Akın bu esnada sakinliklerdeydi beklemeye devam etti yeni müziklerden ne var dedim bişiler açtı bilgisayardan ama çok sevmedim güzel dedim tabi rocker gönlü kırılmasın diye. Bi kaç gün sonra tabii ki falafel kelimesi aklında asla kalmayacağını tahmin ettiğimiz üzere Akın neci açacaktık  hocam deyüverip geldi aynı gün Nazikkol ailesinin annesinin yerdeki kertenkeleyi bana haber vermesine tekabül ediyordu. Gel gelelim kertenkelemizi odamızın evcil bir hayvanı kabul ettik su verdik  fakat içmedi. Nazikkol ailesinin en küçük üyesi bana abisi ile yaz tatilinde nasıl da kertenkeleleri öldürdüklerini anlattı ben de bunun yanlış bir şey olduğunu anlattım içim parçalanarak ve kertenkele fobimi unutarak.Çünkü ben  ne de olsa bir rehber öğretmendim ve çocukları bazı konularda uyarmak benim işimin bir parçasıydı.  O esnada kertenkelemize bir ad koyma vakti gelmişti çünkü rol çalmaya başlamıştı ilgi odağının kertenkele olmasından aslında bi nebze hoşnuttum.Onu kullanarak eğlenceli bir şekilde rolü ondan çalmam gerekirdi.Akına babasının ismini sordum.İsmailmiş benim de dedemin ismi güzel İsmail olsun madem bu kertenkelenin ismi dedim yoksa ismini kerti koyacaktım neyse ki bu uyduruk isimden kurtuldu hayvancığız.Sonra bir güneş gibi odamıza Işınsu geldi gelecekte yapmayı planladığı pis işlere öğrencilerimi bulaştırmayacağına söz vermesi karşılığında kertenkeleyi ona armağan ettim.Işınsu ışık hızı ile koşarak kantinden kertenkeleye uygun bir çikolata şeker kabı buluşturdu daha önce de kertenkele baktığını söylediği için İsmaili ona vermemizin doğru olduğunu düşündüm hem biri ona basıp suyunu çıkarabilirdi.Oda her an çeşitli tehdit unsurları teşkil eden eşgallleri belirsiz ergenlerde dolup taşabilridi.Işınsuya İsmailin ismini değiştirmemesini salık verdim yanına bir isim daha eklemek istediğini söyledi olur dedim.İsmail şimdi ne yapıyorduk acaba gecenin bu vaktinde aklıma düştü...
Tüm bunları Starkcığımızın yemeğini beklerken oyalanmak için yazmam elo shitye bir dönüş mü acaba diye düşünürken uyuyakalmış ruhuma merhaba dedim
İyi geceler Eskişehir Peyote....(her nerede yaşatılıyor ve yaşıyorsan)