7.08.2018

Space For Rent

Düğün maceralarımı herhangi bir sıra olmaksızın anlattığım bir blog yazımdan daha hepinize merhaba.
Şu an tindersticks çaldığı için aşırı depresif bir kafaya girdim.Sanırım yazamayacağım.Şaka şaka her türlü yazarım. Bilen bilir ne hüzün tünellerinin içinden ne şakalara gark olmuşumdur binlerce zaman.Heralde son zamanlarda en çok güldüğüm kişi Feyyaz Yiğit çok geç keşfettim kendisini burdan kendisinden özür diliyorum.Neyse en azından ortaokul lise dönemim boyunca Cenk Erdem Rıza Karaağaçlı üniversite dönemimde ucundan azcık Modern Sabahlar İlkokul dönemimde Mega Radyoda Faruk ve Dershane Türkçe Öğretmenim Ahmet Hocanın programını dinlemiş en büyük hayallerinden biri iki kişilik bir radyo programı yapmak olan biriyim. Çeşitli eş dost tanıdıkla zaman zaman yapsak ya diye konuşuruz hiç olmaz nedense.Atılganlık eğitimi almam şart oldu bu yaştan sonra acaba Burcu Hocayı yaşam koçum da mı ilan etsem.Yok ya bu saatten sonra kendime ancak bir Bozhöyüklü Yaşam Koçu atayabilirim gibime geliyor.
Gelgelelim son anda aklıma gelip gitmessek çok ayıp olur diye okuldan bir arkadaşımı zorlayarak gitiğim fakir olduğum için kapıdan çıkarken gelinle olan fotoğrafımızı fotoğraf satan geçlerin gözünün içine baka baka çektiğim düğüne. Aynı zamanda bu düğünde sadece damadın arkadaşlarına özel dağıtılan fularımsıyı bir hamlede kapmam ve belime bağlamamla birlikte içimden fırlayan Adnan Şenses düğüne kesin damgasını vurmuştur o anda vurmadıysa da düğün videoları izlenirken Ahaha Yasemin Hoca şeklinde tepkilere sebep verecektir diye ümit etmekteyim.Tüm bunlar yaşanırken zorla düğüne getirttiğim arkadaşımın yerin dibine batmasına hiç değinmiyorum bile. Bu düğünün en büyük olayı bir damat şov olmasıydı.Yani kimse Egeli değil benim bildiğim kadarıyla ama insanlar ne kadar da Zeybek oynamaya susamış damadı tebrik ve takdir ederek yazıma son veriyorum.Çünkü bu düğünde başka macera yaşamayacak kadar az vakit geçirdim.Her açıdan coşkumun kursağımda kaldığı randımansız bir düğünümdü.

İçimde kiralık boşluklar var uzay kadar atsan atılmaz satsan satılmaz...

Yaşamdan yana olan blog Elo Shity Elosu çok da kalmadı Shit Shity olarak mı değiştirsem adını yok ya kaç yaşında kadınım ayıbolur : )

 Artık bloğumu okumayan tüm eski dostlara sevgiler.

5.08.2018

is it lie to you rather than hurt you?


                                                 I NO LONGER HEAR THE MUSIC

4.08.2018

şıkıdım da mıkıdım şıkıdım mıkıdım gari gari de gari /geçen seneki yayınlamadığım düğüncülüğüm

Dün gece iki Bozhöyüklü güzel insanla daha tanıştıktan sonra bir OBUAN konserinde iyki Bozhöyükspor diye bağırarak tezahurat etmişim diye sevindiğim bir gecenin sabahından hepinize merhaba.
Gerçekten Bozhöyük insanı bambaşka  (Eskişehir yavşaklığı içermeyen pür periferik püfür püfür)
Konuyu fazla uzatmadan TASİGO otelde düzenlenen bir düğün daveti gecesinden dem vuracağım.Şimdi niye otelin adını andın bre derseniz Tacettin Sinan ve Gökan adlı üç arkadaşın ilk iki harflerinden oluşturulmş olan otelin adının nerden geldiğini bana açıklayan Bozhöyüğün en iyi basçısı aynı zamanda yüksek sosyolog arkadaşım Berata da değinmiş olmak istedeiğimden ötürü.Bir Elo Shity röportajı için kendisine burdan göz kırpıyorum.Gerçekten kendisi çok ilginç bir yaşam formu sizin de zevkle okuyacağınız bir röportaj olacağına neredeyse eminim.Okuyucum yok gerçi ama olsun gelecekte bir gün Gargatuna gibi doğacak arkeolojik internet kazılarından gelecek nesillere ders olacak bir blog yazarıyım sonuçta.
Efenim sözün özü bu düğünde hayatımda yaşadığım en acayip düğün kafasını yaşamış olmanın haklı gururu içerisindeyim.Size bahsedeceğim şey aile pogosu evet bildiğiniz punk rock konserlernin bir noktadan sonra durdurulamayan enerjisini yansıtan güzide dans.Şimdi nasıl oldu da bir anda 9-8 lik havalardan Moğollar Grubunun Gari de Gari şarkısına geçildiği konusunun sırrı ise İstanbulun en iyi DJi Temmuz Beyin efsaneliğindedir.Belki inanmayacaksınız amma gerçekten bu muhteşem şarkı düğünde en az 3 kere çeşitli şekilllerde çalındı.Nakarat kısmı geldiğinde insanların ortada toplaşıp kafa göz omuz omuza zıp zıp zıplaması görmeye değer manzaralardı. Bu görüntünün en ilginç kısmı ise bu güzide pogonun aile büyüklerinin önde gelen simaları tarafından muhteşem bir enerji ile yapılmış olmasıydı.E tabi eski bir sosyolog olarak kendimi durduracak değildim bu münferit vakaya bir isim verdim başta da bahsettiğim gibi aile pogosu bu şekilde doğmuş ve bu düğünümüze damgasını vurmuş oldu.
Bir sonraki düğün macerama kadar hepinize mutlu düğüningler.Unutmayın eğer birinin tüm yaz sezonu boyunca tatil fotoğraflarından çok düğün fotoğrafı varsa bilin ki o zavallı insan düğün overdose olmuştur. Bir dondurma ısmarlayarak bu kişilerin gönüllerinin alınması faideli olacaktır.Havuzlu sitede oturuyosanız eğer bu zavallı overdoser kişiyi havuzbaşı düğününde görmekten öteye gidemediği havuzunuza da çağırabilirsiniz bence hayır demeyecektir. 

30.07.2018

Bir Elo Shity AÇILIMI : EVERYDAY I AM DÜĞÜNİNG

Uzuuun uzuun zamandır şu bloğumu bir canlandırsam yahu diye düşünüyorken (yaklaşık 7 sene) aklıma acayip cinyıs bir fikir gelmesi ile (jetonum köşeli ötesi uçurtmalı jeton 90lar espirisi ama kimse hatırlamaz) karşınızda EVERYDAY I AM DÜĞÜNİNG  (Episode 1)
Genel olarak tam bi düğüncü olduğumu ve davetlere icabet etme hevesimi beni tanıyan herkes bilir.Çünkü niye insan seviyorum-çünkü niye düğünde yalandan da olsa gülen eğlenen insanlar görmek o garip potlaç kafası hayatta olduğumu hatırlatıyor. Bildiğiniz kamberim işte bensiz düğün olmamalı.
Küçükken şöyle garip bir duam vardı bedenimin küçük bir yerimde bir acı dilerdim.(parmak kenarı yarası diz kanaması) o an duyduğum acı bana inseption hesabı hayatta olduğumu hatırlatırmış gibi gelsin diye.O kafalara nasıl girdim bilmiyorum.Of bi de nezaket ihtiyacı her zaman üst düzey bir insan olma hissi ile boğuştuğum için bundan daha katastrofik bir isteğim vardı çok nazik bir dünya tahayülü ama herkes çok dikkatli olmak zorunda çünkü mesela düşmek var ama yumuşak düşmek zorundasın yoksa en küçük bir kan gelirse bedeninin herhangi bir yerinden ölüyorsun bu yüzden dünyada herkes çok yavaş ve nazik ve temkinli olmak zorunda.Herkesi kendi kafama göre bir dünyaya hapsetme isteğime kaç puan.
Neyse işte hiç sevmezdim düğünleri annem de acayip düğüncüydü illa o düğüne gidecek o düğünde düğün fotoğrafçısından fotoğraf çektirip alacak. Yaa napıcaksın o patlak flaşlı fotoğrafları(şimdi annem kadar güzel bir kadınsanız bunu hatırlamak istemeniz normal diye düşünüyorum) o zamanlar böyle telefonlar yok tabi zart şu çimende zurt şu havuzbaşında fotoğraf çekip çekip instagrama koyamıyorsun.
O değil de zatı muhterem kedimiz nevi şahsına münhasır Helis Hanımın boyununa bir ilaç sıkmam gerekiyor dış parazit için Maşallah tosuncan kaçıyor da kaçıyor şimdi bir şeye odaklandım diye gel keyfim gel totoro gibi ama seni pusuya düşürürüm Helis benden kaçamazsın.Kedileri kaçırabilirim ama düğünleri asla.(derken bu sene olan neredeyse tüm düğünlere gidip en çok istediğim düğüne gidememek adlı dramım yakında tüm şehir tiyartolarında)

Köpek Kulübesi İçin Adım Atamadığım Bir Başka Günün Sonundan daha İyi Geceler dileyerek acayip özleşmişim seni Elo Shity ne iyi etttin de bana kendini yazdırdın diyerek ve çook acayip hikayelerim var beni bekleyin anacıım bye diyerek bu yazımı sonlandırmaktan gurur duyuyorum.

Not:Dünyanın en uzun cümlesini kurma yarışması diye bir yarışma varsa lütfen bana bilgilendirme yapmayı unutmayınız

Sevgiler.

30.01.2018

heavy souls* stranger than you

9 senedir blog yazarıyım(bu taslak yazıldığında 9 senelik imiş) hala fenomen olamadıysam bir nedeni vardır heralde...bloğun adını değiştirip bir antidepresan karşıtının antidepresan günlüğü yapsam belki olay olur...ablanız bir olay değil bir durum komedisi...
Malumat, akış, yorgunluk, sahipsizlik ,sahiplenememe ,yalan bilgi, umarsız medya araçları, kalp kuruması,küçücük çocukların panik atak olması ölümler, sıralı, sırasız sevgili arsız ölümler...
Yazabilirim zannetmiştim. Acı dolu bir komikliğin içinde.Biraz şair ruhlu kalabilmeyi başarabilseydim.
Ben ölmemek için antidepresana başlamışken kendimi puf diye ortadan kayboma isteğimi yok etmek için mücadele veriyorken yaşama isteğiyle dolu gencecik canların ölmesini anlamaktan çok uzağım.Ama çaba harcıyorum...Çünkü bir nedeni olmalı...Yıldızlarla hücrelerimizin benzemesinin yerdeki yıldızların,çöpteki çiçeklerin yeryüzünün ve gökyüzünün...
İşkence süremizi uzatan en son ölen umut...
Hepimiz itiraf edelim hadi

*Black Keys'i öpüyorum

yaralayan şarkılara gaydırıguppak çeviriler

James-Fine

I'm a boomerang
In the outback
Keep your throwing arm steady


So I get home
I'm a vampire bat
Haven't eaten in four days

Out in Shanghai
I've ordered in a Chinese takeaway

Bir bumerangım şehirden çok uzakta
Uzanan kollarını sabit tut
Sahip olduğum evde 
Bir vampir vuruşuyum
Şangayda görülen ve bu günlerde yenilemeyen
Ve ısmarlanabilirim japon alıp götürücülerinden.

I care more than I cry
I'm a phonograph baby
My wires are live
And I'm in crisscross
Fine. I feel fine

Sakladığımdan daha fazlasıyım.
Ağladığımdan daha büyük derdim.
Bir gramafon iğnesiyim bebeğim
Tel örgülerim capcanlı
Bir çaprazlamanın içersindeyim.
İyi.Kendimi iyi hissediyorum.

Full of cheap advice
I'm a suicide rookie
Blowing last call

Ben bir tavşan falıyım gelecek zaman habercisi
Zayıf önerilerim olur çoğu zaman
İntihar eğilimli bir acemi oyuncuyum
Son çağrıda vurgun yemiş

Care more than I can cry
I'm a phonograph baby
My wires are live
And I'm in crisscross

Bana sakladığından fazlasını göster.
Ağladığımdan daha çok dertlen benimle.
Ben bir gramafon iğnesiyim sevgilim.
Tellerim adeta canlı

Ve çapraz ateş altında bir yoldayım.