2.07.2010

hazırlayan ve sunan: elo shity

volüm 8

konuk no 8


E.S: Sevgili dostum Şule nam-ı diğer Jul, seninle üniversite yıllarında ne zaman başladığını bilmediğim gizli edebi dostluğumuz, mektuplaşmalar birbirimize kitap göndermelerle tüm hızıyla devam etmekte, hatta ikimizin birlikte yazmış olduğu bir hikâye bile olduğu rivayet ediliyor..(tüm gerçekleri itiraf.com inceliği ile ortaya çıkarabilen blok olarak elo shity’e sevgiler)

Ne günlerden ne günlere geldik.(Hey gidi günler sizi gidi günler) Ortaklığımız balıklıkla alıklık arasında kitaplarla uyuyanlardan olmamızdan ileri geliyor diye düşünüyorum ama atıyor da olabilirim. Ben de bu vesile ile seninle kitapların hakkında bir röportaj yapmak istedim. Umarım kabul edersin. Meraba.

S.G: Meraba n’aber deyişin canlandı kulağımda : ) Meraba moni’m.

E.S :Öncelikle ne sıklıkla kitap alıyorsun? Bu senin için vazgeçilmez bir durum mu? Kimliğinin bir parçası mıdır kitap satın almak?

S.G: Hiçbir şeyim düzenli periyotlarda olmadığı kitap almam da düzenli bir periyota sahip değil.

Ama sahip olduğum tek ve son 50 liranın tümüyle kitap alıp eve yürüyerek gitmeyi rahatlıkla göze alabilen biriyim.

Bu benim için geçmişe nazaran daha vazgeçilemez bir durum. Eskiden kütüphane ile ilişkim daha yoğundu. Son zamanlarda zamanımın büyük çoğunluğunu satmış olduğum için kütüphaneye gidip gelemiyorum. Sanıyorum hem bunun etkisi ile hem de garip bir kitap mülkiyetçisi olmamın etkisi ile bu benim için oldukça vazgeçilmez.

Kimlik, mefhum olarak kafamı karıştıran bir şey ama sanırım kendimin önemli bir parçası.

Kitap satın almak, kimliğinin bir parçası mıdır sorusunu bilinçli mi sordun bilmiyorum ama tüketim enteresan bir alışkanlık ve bir tüketim nesnesi haline sokuverdiğim kitap da kimi zaman beni garip bir şekilde sakinleştirebiliyor.

E.S:Dünya üzerinde en sevdiğin kitap hangisi? Ve akabinde soracağım soru sence bunun nedeni ne olabilir?

S.G:Dünya üzerinde en sevdiğim kitap yok sanırım. Dönem dönem çok sevdiğim ya da sürekli çok sevdiğim kitaplar oluyor. Bu değişkenlik gösteriyor. Mesela bugün “Kör Baykuş” benim çok sevdiğim bir kitap.. Günlere paylaştırabiliriz, belki sevdiğim kitapları. Bilemedim..

Bir kitap seçemedim. Nedenini bilemiyorum sanırım dolayısı ile. Nedenler var belki de o dönem o kitapların seçilmesine neden olan…-Ne garip bir cümle oldu bu : ) Arada ikimiz de garip cümleler kurduğumuzun bilincinde garip cümleler kurmayı severiz sevgili moni.

E.S:Birlikte en uzun süre vakit geçirdiğin kitap hangisi?

S.G:Humm.. Bu zor bir soru.

Birlikte uzunca zaman geçirdiğim kitaplar oldu.

Sevdiğim ve bitmesini yeğlemediğim kitaplarla bu tarz bir ilişki yaşıyorum, sanırsam. O kitapla olan ilişkim ne kadar uzun olursa sanki o günüme de o kadar çok dâhil oluyor. Ya da tam aksine o kadar çok günün karmaşasından/kargaşasından beni kurtarıyor..

Bunun aksine, sırf tanık olmak istediğim kitaplarla ilişkilerimin de uzadığı oldu.

Çantamda kutsal kitapmışcasına gezdirdiğim bir kitabım olsun isterdim ama bugüne kadar böyle bir kitap olmadı. Tercih etmekten yoğun bir şekilde kaçınıyorum son zamanlarda…

E.S:Ben biliyorum yazdığını ama Elo Shity okuyucuları bilmiyordur ( huzurlarınızda gizli kalmış ve kelimeleri olan biri olarak şule genç ) çocuklar için yazdığın hikâyeleri ne zaman okuyabileceğiz? Ufukta aylaklık ve iş temposundan kalan zamanlarda bunun için bir emek harcama projesi görünecek mi?

S.G:Bu soruyu ben de kendime soruyorum aralıklarını sıklaştırarak.

Bir şeyleri toparlamak istiyorum, son yazmak ya da sonlandırmak zorlandığım şeyler. Ama beni tatmin edecek bir boyuta sokmak sonra da belki birkaç çocuk yazını ile ilgilenen yazarla mailleşmek gibi bir arzum var.

Radikal bir karar verip sadece masal yazmaya adarım belki de kendimi. Önce çok yoğun bir okumaya ama tabii ki.

E.S:Kitaplarla birlikte durmak sence bir bencillik mi yoksa hayat dururken hayatı habire kelimelerde arıyor olmak artık kelimelerden arınmış imgelerle örülmüş bir dünyaya dönüşen çağımızın ruhuna uyan bir eylem mi? (Aslında soruyu bu şekilde sormayacaktım ama böyle çıktı elimden, söyleyeceğini söyleyemeyen blok olarak elo shity)

S.G:Kitaplarla olan ilişkiyi bencillikten ayrı düşünmek çok kolay değil. İçine saklanılırken seninle saklanmacı olan bir şeye olan ilgi nasıl bencillikten uzak tutulabilir ki?

Okumak, özellikle benim tercihlerim olan şeyleri okumak çağımızla çok bağdaşlaştırılabilir bir okuma değil sanırsam. Kendim her ne kadar yetişebilen rolünü oynar gibi yapsam da tam da yetişemeyenleri, çağa uzak kalmışları okurperverim genellikle..

E.S: Bir çok soruya ustalıkla cevap vermedin, bir tek kitap ismi zikretmedin tebrik ediyorum seni bu hassasiyetinden dolayı.Ben olsam bin kere Oğuz Atay en az onsekiz kere de Perec demiştim.O da benim görgüsüzlüğüm olarak tarihe geçerdi.

S.G:Röportaj için sevindirik oldum, moni. Bu günlerde biri benimle röportaj yapsa diyordum. Bir şeyi istemek ve gerçekleştiğini görmek oldukça mutlandıraç. Mutlandıraç bir arkadaşa sahip olmaksa bunun dozajını oldukça artıraç…

Sevginin kitap aşkının mezura ile evi ölçmenin bloğu.

ELO SHITY

Hiç yorum yok: