3.01.2009

periferi life

orda çalışan yaşı belirsiz adama cinifrit olduğum anlar olsa da, pazar arabasıyla gidilmeye en uygun market kanımca ges-iş markettir.efendim ges-iş markette, eskiden aynı sokakta yaşadığımız alper abiyle karşılaştım.havalar iyileşsin gelmeyi istiyoruz size eşine selamlar dedim.karşılaşmamak için elimden geleni yaparken karşıma çıktığı için suçluluk duygum bana bu cümleyi kurdurudu.en gerilimli an ise nedense aldıklarımı poşete doldurmaya başladığım andı.'yiyecekler ve temizlik malzemelerinin ayrı poşetlere konulmaması'nı gerektiren hayat kuralı beni geriyordu.zaten pazar arabasını marketteki ufonun önüne bıraktığım için biraz endişeliydim.allahın nasıl bir hikmeti ise bütün markette gelen müşterilerin alışerişi ben kasaya ürünlerimi boşalttığım anda bitmişti. arkada dev bir kuyruk varken(en fazla 4 kişi) kasadaki kadının bir anda gidip aldığım şampuanın koduna bakmaya yönelmesi gerilimime gerilim kattı. 2 saniye sürmese de 'of dedim hadi gel çok özledim seni'.üstüne üstlük doğum günü olduğu için bütün aldıklarımı kasadan geçirmesine sadece bir ürün kala diğer bir çalışan elinde mumlarla dolu bir pasta koydu kadının önüne.ooooff neyse ki kadının doğum günü olduğunu anlayan sırada bekleyen müşteriler gülümsediler.'doğum gününüz kutlu olsun' dedim '50 lira 52 kuruş 'dedi.yanımda iki tane 50 lira ve hiç bozuk para olmaması da cabasıydı...yumurtayı pazar arabasının en üst kısmına yerleştirerek hızlı bir şekilde ordan uzaklaştım ama bilekleri geçen kar kalınlığı hızıma engel olsa da ben karın insana hız ve neşe verdiğini düşünerek bu serüvenimin de sonuna geldim.see you another world bro.
*TORBA DEDİĞİM TÜM POŞETLERDEN ÖZÜR DİLERİM

Hiç yorum yok: